''Gerçek, ancak işitmek isteyene söylenmeli'' Seneca.
Artık bu düsturdan çok sıkıldık. Herkes herşeyi öğrensin istiyoruz, bu oyunu bozmaya var mısınız?
Yanıtı, ''hayır'' olan arkadaşlarım an itibariyle uzaklaşabilirler. Yanıtı evet olan arkadaşlarım, sizler ise meşakkatli ve zorlu bir yola hazır olun.
Bu yazıda anlatacaklarımızı film ve müzik endüstrisi bakımından bir, ''merkez'' olarak düşünebilirsiniz, çünkü iş emin olun bu çerçeve etrafında toplanıyor. Şimdi biraz nette hali hazırda bulunan bilgilendirme yazılarından da faydalanarak olayın ilmi yönü ile nasıl harmanlandığını göstermeye çalışalım. Dikkat ile algılayarak okuyunuz!
Kur'an tabiriyle ''Gözünüzü açın''!
--------------------------------------------------------------------------------------------------
PİNEAL GLAND (EPİFİZ BEZİ/AKIL GÖZÜ/GÖNÜL GÖZÜ)
Bildiğiniz üzere beyin epifizi 7. çakranın salgı bezi olarak adlandırılıyor.
Her şeyden önce beyin epifizi bir salgı bezi ve bir kaç hormon salgılıyor ama en önemlisi melatonin, yani büyüme hormonu.
Beyin epifizinin 3. göz olduğu iddia edilmekte.Dokusal olarak göz yapısına benzemekte (kornea, retina). Tabii bir farkı var. Gözlerimiz ışığa duyarlıyken, yani organın fonksiyonları ışık girdiğinde devreye girerken, pineal gland ışık kesildiğinde işlevselliğine başlıyor.
İsa’nın bir sözü var : “Karanlıkta oturanlar gerçek (büyük) ışığı görürler” diye. Bu yine beyin epifizine yani pineal glande atfediliyor.beyinepifiz9
Fakat yukarıda eklediğim resimde de farketmiş olabileceğiniz gibi bu organcık yaşlandıkça , özellikle günümüz modern dünyasında kireçleniyor ve işlevini yitirmeye başlıyor.
Bunun en büyük sorumlusu olan kimyasal maddelerden biri de florür ve tabii ki sularımızdaki kireç.Ama bir numara florür ya da florüd.
Bunun da insanın farkındalığını artırmasını tökezletmek için bilinçli olarak koyulan engellerden biri olduğu düşünülüyor.
Tabii; bu kadarla bitmiyor, nedense, evet gerçekten nedense bütün antik dinlerde ve hatta günümüz dinlerinde kozalak ciddi ve muamma bir sembol. Bakınız papanın asası/
Bu konuyu araştırmaya çalışırken denk geldiğim diger bana ilginç konulardan birisi Fransız düşünür, yazar Voltaire’in de beyin epifizine kafayı takmış olması, hatta bu organcığın sırrını çözmek için bir çok otopsi yapması.
Bundan da önemlisi : Vatikan’ın ortasında kozalak heykelinin işi ne ?-
Bu bezden 3 adet hormon salgılanıyor: melatonin, pinolin ve dimetiltriptamin (DMT). En önemlisi olan melatonin’e geçmeden önce dimetiltriptamin’e bakalım. dimetiltriptamin çok ilginç bir hormon. Şamanlarda ayahuasca denilen bir iksirin yapımında kullanılıyor. Hormonu ise bitkilerden elde ediyorlar. Elde ettikleri bitkiler ise şunlar: phalaris arundinacea (yem kanyaşı), psychotria viridis, phalaris spp. (kuş otu), acacia spp. (akasya), arundo donax (kargı kamışı) ve desmanthus illinoiensis.
Ayrıca epifiz bezinin deniz seviyesinde çok az, yükseklere çıktıkça ise çok fazla hormon salgıladığı bilimsel bir gerçek. Ki bu yüzden tarih boyunca tüm ibadethaneler olabildiğinde yükseğe yapılmış.
Yani ibdaethanelerin yükseğe yapılmasının sebebi matematiksel olarak tanrıya yakın olmak değil ama bir nevi bu hormonun da yardımıyla üst bilinçlerle daha fazla iletişimde bulunmak.
Ki Tibet manastırlarından tutun da hristiyan manastırlarının da yüksek yerlere yapılması bu yüzden. Bu hormonun salgılanımını artırmak.
Ve ayrıca Hz.Muhammed’in riyazete yüksek ve karanlık bir mağarada çekilmesi, ilk orada emir alması, hz.Musa’nın Tanrıyla konuşmak için dağa çıkması da bana göre bu yüzden.
Karanlık ayriyeten çok önemli.
Çünkü epifizin en önemli salgısı olan melatonin sadece karanlıkta salgılanıyor. Gece 11 ile sabah 5 arası en yüksek düzeyine ulaşıyor. Ki çoğu dinde sabaha karşı ya da gece ibadetinin önemi bu yüzden.
Bu hormonun salgılanımı ne kadar yüksekse ruhsal alemlerle bağ o kadar güçleniyor. Ve ibadet için bu yüzden gecenin en karanlık ve salgının en çok olduğu an seçiliyor.
Melatonin en büyük faydası ise kanserden koruması. Kör insanların kansere yakalanmama sebebi de bu. Çünkü sürekli karanlık içinde oldukları için melatonin üretimleri çok fazla.
Bir bilimsel araştırma da göstermiş ki gece vardiyasında çalışanların kansere yakalanma oranı diğerlerine göre daha az. http://okyanusum.com/makale/beyin-makale/beyin-epifizi/
(Vatikan'dan, sümerlere kadar pek çok yerde pineal gland sembolüne rastlamanız olasıdır, bilgeliği anlatır)
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Şimdi biraz Kuran çerçevesinden olaya bakalım.
Kuran'da TUR-İ SİNA dağını öğrenelim önce
(Kehf sures 82) Duvara da gelince; o, şehirdeki iki yetim oğlanındı ve onun altında onlar için bir define vardı. Babaları da iyi bir zat idi. İşte onun için, –Rabbinden bir rahmet olmak üzere– Rabbin onların erginlik çağına ermelerini, definelerini çıkarmalarını diledi. Ve ben onu [duvar doğrultma işini] kendi görüşümle yapmadım. İşte senin, üzerine sabretmeye takat getiremediğin şeylerin ilk plândaki anlamı!”
Arıza olan duvar, beyin damar duvarı olmalı. Bilge kişinin tamir ettiği duvar bu duvar. Şehirdeki 2 yetim oğlan aklını kullanmayan bir bölgedeki beynin durumunu anlaıtyor. Yani sap ve sol lobları kullanmıyorlar. Altındaki define ise erginlik çağı olarak anlatılmakta. İşte bu define insanın olaylara bütün bakması'dır. Aslında bütün mesele budur. Kuran'daki sağın yaranı ile anlatılan da budur.
Biraz beynimizi tanıyalım;
Birçok test sonucunda, beynin sol lobunun, konuşma, matematiksel işlemler, diziler, sayılar ve analiz gibi konularda çok üstün olduğu, mantıklı ve doğrusal çalıştığı tespit edildi. Araştırma sonuçları beynin sağ lobunda da, ritim, hayal kurma, renkler, boyut, hacim, müzik gibi fonksiyonların icra edildiğini ortaya koymaktadır. Beynin sol tarafı bilgiyi mantıklı ve doğrusal olarak işlemekte, sağ lob ise artistik tarafı oluşturmakta, detaydan çok resmin bütünüyle ilgilenmekte ve bilgiyi şekil ve hayal gücüyle işlemektedir.
Sağ lobun duygular ve hayallerin etkisinde olduğu ve fotoğrafik, yani bütünsel öğrendiği ortaya çıktı. Bu yüzden bilgiyi sıra ile işleyen sol lobun aksine sağ lobun öğrenmede çok daha hızlı ve etkili olduğu anlaşıldı.. Ayrıca, insanın mucitlik ve üretkenlik kısmı sağ lob fonksiyonları arasında yer almaktadır. Sadece sol lobu gelişmiş olan ve bu lobu iyi kullanan insanların üretken düşünebilmesi için sağ loblarını da geliştirmeleri gerekmektedir. Öğrendikleri konular ve formüllerden yeni şeyler üretebilmeleri için beynin sağ lobunu da işin içine katmaları gerekmektedir.
Beynin her iki lobu birbirini tamamlayan fonksiyonlara sahiptir. Her iki lob arasında yoğun sinir lifinden oluşan “korpus kallosum” ağ demeti bulunur. Bu ağ, beynin sağ ve sol lobu arasında sürekli bilgi alışverişinin yapılmasını sağlayan bir köprüdür.
Sağ beyin yaratıcılığı, duygusallığı, seslere ve renklere, hayal gücüne, sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkın çalışırken; sol beyin mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara, ölçme değerlendirme ve eleştirmeye daha yatkın olarak çalışmaktadır.
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/210697-beynin-sag-ve-sol-yarim-kureleri-ne-ile-ilgilidir.html#ixzz2yexJPRh0
Mesele bütün bakmaktan/değerlendirmekten ibaret. Bu da ancak sağın yaranı olmak, sağ lob ile değerlendirmekle mümkündür.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Olayın temel noktalarını geçtiğimizi düşünerek konunun can alıcı noktasına geliyorum.
Allah'ın yaratışı nasıldır hiç düşündünüz mü? Gelin elimizdeki bilgiler dahilinde bizlerin nasıl bir yaratılışa tabi tutulduğumuzu anlamaya, ve olayı bükmek isteyenlerin bilinçli bilinçsiz bizleri nelere sürüklediklerini birlikte daha fazla anlamaya çalışalım.
Biz insanlar her duyguları, hisleri beynimiz sayesinde yaşarız öyle değil mi? Yani kontrol merkezi beyin'dir. Acıyı da hissetmemizi beyin sağlar, sevinci de. Örneğin, eliniz kesildiği zaman elinizdeki sinirler beyninize sinyal gönderir ve siz acıyı hissedersiniz. O halde Allah'ın merkez yönetimi için bir konum belirlesek bu insanın beyni olmalıdır. Biz insanların bu konudaki cehaleti müthiş kullanılmakta! Amacım da o kullanımı, hiç değilse okuyacak olan arkadaşlarım için minimize hale getirebilmek.
Kendinizi bir monitör gibi düşünün. Beyine işlenen kodların sizlere ''hak/gerçek'' bir dış dünya yaratması! İşte o taktirde Kuran'da geçen kıyamet senaryolarını, dağların yürütülmesini... dağların yün gibi olmasını... insanların o gün pervaneler/kelebekler gibi olması vs... herşey ama herşey yerli yerine oturacak ve daha iyi anlamış olacaksınız. Elbette şeytanlar bilerek veya bilmeyerek durmuyorlar ve hep dosdoğru yol üzerine oturmaya devam ediyorlar. Bu insan şeytanlarına karşı, Allah'ın, ''biz herşeyi hak/gerçek olarak yarattık'' sözünü kanıtlama görevinin bizlere düştüğüne inanıyorum.
(Kariah/kapı/gate suresi)
1 Kâriah!
2 Nedir o kâriah?
3 Kâriah’ın ne olduğunu sana ne bildirdi?
4 O gün, insanlar, darmadağın pervaneler gibi olurlar. 5 Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur.
6 Ve hemen kimin tartıları ağır basarsa, 7 işte o, hoşnutluk veren bir yaşayış içindedir. 8 Tartıları hafif gelen kimse ise, 9 işte onun anası uçurumdur/derin bir çukurdur. 10 Onun ne olduğunu sana ne bildirdi?
11 Kızgın bir ateş!
(Hakka suresi)
Gerçekleşecek olan!
“Gerçekleşecek olan” nedir?
“Gerçekleşecek olan” nedir, siz tam olarak bilemezsiniz.
Semud ve Ad (toplulukları), kâria’yı yalan saydılar.
Bu yüzden Semud (halkı), korkunç bir sesle helak edildi.
Ad (halkın)a gelince; onlar da, uğultu yüklü, azgın bir kasırga ile helak edildiler.
Şimdi onlardan hiç arta kalan (bir şey) görüyor musun?....................
İşte şeytanların insanları kandırmaya çalıştıkları nokta burada. Nedir o kapı/kariah/gate? Siz onu asla tam olarak bilemezsiniz. Piyasada sayısız film, şarkı vs... bulabilirsiniz bu kapı'nın ne olduğunu yorumlama üzerine. Kelebek etkisi filmi örneğin! Bir tür düzensizlik ve savrulan insan profili çizmekte bizlere. Oysa Allah herşeyi bir plan dahilinde ve HAK/GERÇEK olarak yarattığını söylemekte. Şu halde onlara ne oluyor ki dosdoğru yol üzerine oturuyorlar! Yoksa onlar güvende olduklarından eminler mi?
- Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeryüzünü altı günde yaratan, sonra Arş üzerine istiva eden, gündüzü, durmadan kovalayan gece ile bürüyen ve güneş, ay ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah'tır. İyi biliniz ki, yaratma ve emir sadece O'na özgüdür. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne cömerttir! (A’raf/54)
İşte tüm ayrım noktası da budur dostlar, sistemler kurup yönetmek ancak Allah'a aittir. Zannları ile hareket eden ve herşeyi bir hologram ve insanı Allah ile bir bütün gibi göstermeye çalışan bu kişilerin dünya idareleri seni de sıktıysa gel güzel kardeşim. Onların iddiaları ancak Allah'ın olmaması ile mümkündür ve zann'dır. Ve onlar buradaysa biz on kere buradayız!
NOT: Yazılarımızda elimizden geldiğince basit ve temel öğelere değinerek, hali hazırda oluşturulma uğraşı verilen paranoyayı ortadan kaldırıp, asıl önemli noktalara dikkat çekmeye çalışacağız.
Ve Allah'tan zannlarına, kendi arzu ve isteklerini ilah edinenlere yönelik bir dizi ültimatomla bu tanıtım yazımıza artık son verelim;Birçok test sonucunda, beynin sol lobunun, konuşma, matematiksel işlemler, diziler, sayılar ve analiz gibi konularda çok üstün olduğu, mantıklı ve doğrusal çalıştığı tespit edildi. Araştırma sonuçları beynin sağ lobunda da, ritim, hayal kurma, renkler, boyut, hacim, müzik gibi fonksiyonların icra edildiğini ortaya koymaktadır. Beynin sol tarafı bilgiyi mantıklı ve doğrusal olarak işlemekte, sağ lob ise artistik tarafı oluşturmakta, detaydan çok resmin bütünüyle ilgilenmekte ve bilgiyi şekil ve hayal gücüyle işlemektedir.
Sağ lobun duygular ve hayallerin etkisinde olduğu ve fotoğrafik, yani bütünsel öğrendiği ortaya çıktı. Bu yüzden bilgiyi sıra ile işleyen sol lobun aksine sağ lobun öğrenmede çok daha hızlı ve etkili olduğu anlaşıldı.. Ayrıca, insanın mucitlik ve üretkenlik kısmı sağ lob fonksiyonları arasında yer almaktadır. Sadece sol lobu gelişmiş olan ve bu lobu iyi kullanan insanların üretken düşünebilmesi için sağ loblarını da geliştirmeleri gerekmektedir. Öğrendikleri konular ve formüllerden yeni şeyler üretebilmeleri için beynin sağ lobunu da işin içine katmaları gerekmektedir.
Beynin her iki lobu birbirini tamamlayan fonksiyonlara sahiptir. Her iki lob arasında yoğun sinir lifinden oluşan “korpus kallosum” ağ demeti bulunur. Bu ağ, beynin sağ ve sol lobu arasında sürekli bilgi alışverişinin yapılmasını sağlayan bir köprüdür.
Sağ beyin yaratıcılığı, duygusallığı, seslere ve renklere, hayal gücüne, sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkın çalışırken; sol beyin mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara, ölçme değerlendirme ve eleştirmeye daha yatkın olarak çalışmaktadır.
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/210697-beynin-sag-ve-sol-yarim-kureleri-ne-ile-ilgilidir.html#ixzz2yexJPRh0
Mesele bütün bakmaktan/değerlendirmekten ibaret. Bu da ancak sağın yaranı olmak, sağ lob ile değerlendirmekle mümkündür.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Olayın temel noktalarını geçtiğimizi düşünerek konunun can alıcı noktasına geliyorum.
Allah'ın yaratışı nasıldır hiç düşündünüz mü? Gelin elimizdeki bilgiler dahilinde bizlerin nasıl bir yaratılışa tabi tutulduğumuzu anlamaya, ve olayı bükmek isteyenlerin bilinçli bilinçsiz bizleri nelere sürüklediklerini birlikte daha fazla anlamaya çalışalım.
Biz insanlar her duyguları, hisleri beynimiz sayesinde yaşarız öyle değil mi? Yani kontrol merkezi beyin'dir. Acıyı da hissetmemizi beyin sağlar, sevinci de. Örneğin, eliniz kesildiği zaman elinizdeki sinirler beyninize sinyal gönderir ve siz acıyı hissedersiniz. O halde Allah'ın merkez yönetimi için bir konum belirlesek bu insanın beyni olmalıdır. Biz insanların bu konudaki cehaleti müthiş kullanılmakta! Amacım da o kullanımı, hiç değilse okuyacak olan arkadaşlarım için minimize hale getirebilmek.
Kendinizi bir monitör gibi düşünün. Beyine işlenen kodların sizlere ''hak/gerçek'' bir dış dünya yaratması! İşte o taktirde Kuran'da geçen kıyamet senaryolarını, dağların yürütülmesini... dağların yün gibi olmasını... insanların o gün pervaneler/kelebekler gibi olması vs... herşey ama herşey yerli yerine oturacak ve daha iyi anlamış olacaksınız. Elbette şeytanlar bilerek veya bilmeyerek durmuyorlar ve hep dosdoğru yol üzerine oturmaya devam ediyorlar. Bu insan şeytanlarına karşı, Allah'ın, ''biz herşeyi hak/gerçek olarak yarattık'' sözünü kanıtlama görevinin bizlere düştüğüne inanıyorum.
(Kariah/kapı/gate suresi)
1 Kâriah!
2 Nedir o kâriah?
3 Kâriah’ın ne olduğunu sana ne bildirdi?
4 O gün, insanlar, darmadağın pervaneler gibi olurlar. 5 Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur.
6 Ve hemen kimin tartıları ağır basarsa, 7 işte o, hoşnutluk veren bir yaşayış içindedir. 8 Tartıları hafif gelen kimse ise, 9 işte onun anası uçurumdur/derin bir çukurdur. 10 Onun ne olduğunu sana ne bildirdi?
11 Kızgın bir ateş!
(Hakka suresi)
Gerçekleşecek olan!
“Gerçekleşecek olan” nedir?
“Gerçekleşecek olan” nedir, siz tam olarak bilemezsiniz.
Semud ve Ad (toplulukları), kâria’yı yalan saydılar.
Bu yüzden Semud (halkı), korkunç bir sesle helak edildi.
Ad (halkın)a gelince; onlar da, uğultu yüklü, azgın bir kasırga ile helak edildiler.
Şimdi onlardan hiç arta kalan (bir şey) görüyor musun?....................
İşte şeytanların insanları kandırmaya çalıştıkları nokta burada. Nedir o kapı/kariah/gate? Siz onu asla tam olarak bilemezsiniz. Piyasada sayısız film, şarkı vs... bulabilirsiniz bu kapı'nın ne olduğunu yorumlama üzerine. Kelebek etkisi filmi örneğin! Bir tür düzensizlik ve savrulan insan profili çizmekte bizlere. Oysa Allah herşeyi bir plan dahilinde ve HAK/GERÇEK olarak yarattığını söylemekte. Şu halde onlara ne oluyor ki dosdoğru yol üzerine oturuyorlar! Yoksa onlar güvende olduklarından eminler mi?
- Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeryüzünü altı günde yaratan, sonra Arş üzerine istiva eden, gündüzü, durmadan kovalayan gece ile bürüyen ve güneş, ay ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah'tır. İyi biliniz ki, yaratma ve emir sadece O'na özgüdür. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne cömerttir! (A’raf/54)
İşte tüm ayrım noktası da budur dostlar, sistemler kurup yönetmek ancak Allah'a aittir. Zannları ile hareket eden ve herşeyi bir hologram ve insanı Allah ile bir bütün gibi göstermeye çalışan bu kişilerin dünya idareleri seni de sıktıysa gel güzel kardeşim. Onların iddiaları ancak Allah'ın olmaması ile mümkündür ve zann'dır. Ve onlar buradaysa biz on kere buradayız!
NOT: Yazılarımızda elimizden geldiğince basit ve temel öğelere değinerek, hali hazırda oluşturulma uğraşı verilen paranoyayı ortadan kaldırıp, asıl önemli noktalara dikkat çekmeye çalışacağız.
CASİYE
21 Yoksa kötülükleri işleyen o kimseler, kendilerini, hayatlarında ve ölümlerinde, iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler gibi yapacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!
22 Ve Allah, gökleri ve yeryüzünü gerçek ile ve de her kişiyi yaptığı ile karşılıklandırmak için oluşturdu. Ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.
23 Peki sen, kendi boş-iğreti arzusunu ilâh edinen ve Allah'ın bir bilgi üzere kendisini saptırdığı, kulağı ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü/ hiç düşündün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim doğru yol kılavuzluğu yapacaktır? Yine de öğüt alıp düşünmüyor musunuz?”
24 Yine onlar, “Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak geçen uzun zaman değişime/ yıkıma uğratır” dediler. Hâlbuki onların buna dair hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece zan yürütüyorlar.
Mark sen misin? :) Yazı üslubu biraz farklı geldi de.
YanıtlaSilKelebek etkisi filmi güzel değildir bahsetmeseydin de anlardık belki
YanıtlaSil